
uzakta bir ev
Yağmurun çığlıkları benimle birlikte ve ben, serin bir ahşap evdeyim. Hırslı hırslı akıyor damlalar çünkü hayatın yorgunluğunu ve benliğin ikilemlerini taşıyorlar durmaksızın. Bu gece diğer
Yağmurun çığlıkları benimle birlikte ve ben, serin bir ahşap evdeyim. Hırslı hırslı akıyor damlalar çünkü hayatın yorgunluğunu ve benliğin ikilemlerini taşıyorlar durmaksızın. Bu gece diğer
Mide dolusu sessizlik, Çünkü ben bu şiiri kusarak yazdım Ağırlığın çöküntüsü Gelmeyen uyku, gitmeyen civan Ben bu şiiri sana yazdım Girmeyeyim diye rüyalarına Öykünmelerim seğiriyor
Özlemle açtım gözlerimi. Uykuyla uyanıklığın arasında tanımsızdım. Özlediğim bir hissi kucaklamak içindi yalnızca, uyanmak. İnsanın içinde bulunan serzenişlerden biriydi. Çekip gitme isteğiydi bu ve ben
seçimsizliğin önünde eğilirken, ölüm hevesliydi sevgi ağırlıktı dönüşüm baştan biçilmişti suskundum. bir kere daha aldım yanılgısız mürekkebi. dudaklarıma değdirdim, omuzlarımda gezdirdim, üzerine eğildim, suskunluğumu bozdum.
omuz aşağıyurdum başağıevinin kavşağıve semtinin pazarı onlardı hep çağrışımları arttıransonlardı hep fırtınaları koparan başlamayan şey son bulamazdıben başlayan bir şey değildimben son bulamazdım söyledim yine
insanın sessiz değişimi güneşin batımında kavrulur sessiz ama yankı uyandıran bir değişim insanın amansız değişimi nedenlerini bilerek adım attığında, doğruya varmayı tattığında, bazen de en
Yol tek kaynağımdı, devam etmek için bir sebebimin olduğu. Hayat acı bir duvar resmiydi, zamanla soyulan. Tam şimdi soyguna uğratacaktım hayatı, hep cesur olan olacaktım.
dişlerimi sıkıyorum yürüyorum karmakarışığım, rüzgar ensemde deniyorum -işte tüm varlığım soyut şimdi durdum, rüzgar da dur(ur)du en sıkıcı şiiri yazıyordum deniyordum -çünkü sürekliliği olan bir