Cüneyt Karaöz

Arın

Kumlar, konuşan ayak izleri ile kaplıyken Suyun çeperi zımpara taşı, ruhsuz dalgaların törpülendiği. Değdi parmaklarım önce kızıl burnuna, oradan hurmalığa. Yüzer miydiniz ey mahlukat? Koşar mıydınız suyun üzerinde? Tabanlarınız parçalanırken, kanaya kanaya böbrekleriniz! Bileklerinizde şıngırdayan halkaları ne yapacağız? Gönüllerinizdeki çelik kafesleri nasıl eriteceğiz? Gün batımına kadar uzar mısınız bu kumsaldan? Sevişir misiniz belleğinizdeki canavarlar ile? […]

Arın Read More »

Meseleye varamamak

Bıktım artık sabahları dalga seslerinin üzerinde uçuşan kuşlardan başka bahsedecek bir şey bulamamaktan, Orman yollarındaki çam kokularının yorgun ruhuma karışmasından Dalından kopardığım mürdüm eriğiyle bir sigara altı yapıp güne başlamaktan, Yoldan geçen motosikletlerin seslerinden ve onlara havlayan uyuz sokak köpeklerinden.. Masmavi denizin görünmeyen ufuk çizgisinde gökyüzüyle birleşmesinden, Kahve bulamayıp yolda ikram edilen henüz demini almamış

Meseleye varamamak Read More »

Yeniden Doğma Denemesi 1

Çok yaralandığım bir gecenin ardından, yeniden doğmak istemiştim. Başaramadım. Başkalaşabilmek için, ölmek gerekiyormuş. Kanımı tamamen akıtmam, ruhumu bütünüyle salıvermem lazımmış önce. Beceremedim. Tüm hatıraları kaybedebilirdim, hayalleri ya da tenimde o an hissettiğim her şeyi. Tüm sokakları, evleri, pencereleri yutabilirdim. Yollara düşebilirdim hiç düşünmeden. Yaralarımı sarıp iyileşmeyi umut edebilirdim. Ama yeniden doğmak, yeni bir hayata başlamak

Yeniden Doğma Denemesi 1 Read More »

Scroll to Top