
Şiir, Metafor, Yol, Ekmek, Seks
Şiir için Zamandan çok önce varolmuş hiçliğin engin uçurumları için Tüm yaşamın döngüselliği için Suya batırıyorum başımın tepesini Dönüşüm hayallerinin, değişen dünyaların kaybolan denizlerinde yaşadığı
Şiir için Zamandan çok önce varolmuş hiçliğin engin uçurumları için Tüm yaşamın döngüselliği için Suya batırıyorum başımın tepesini Dönüşüm hayallerinin, değişen dünyaların kaybolan denizlerinde yaşadığı
Çok fazla yazan biri değildim hiçbir zaman. Yazar da denmezdi zaten bana. Ben öyle karalıyordum iki üç satır bir şey sonra gönderiyordum birkaç yere. En
Çok fazla insanın haberdar olmadığı bir sahilin kenarında ufku karşıma almış düşünüyordum. Arkamda sonradan sessizleşmiş bir orman, önümde bir derya, bir yandan da gözlerimi ufka
Mide dolusu sessizlik, Çünkü ben bu şiiri kusarak yazdım Ağırlığın çöküntüsü Gelmeyen uyku, gitmeyen civan Ben bu şiiri sana yazdım Girmeyeyim diye rüyalarına Öykünmelerim seğiriyor
Özlemle açtım gözlerimi. Uykuyla uyanıklığın arasında tanımsızdım. Özlediğim bir hissi kucaklamak içindi yalnızca, uyanmak. İnsanın içinde bulunan serzenişlerden biriydi. Çekip gitme isteğiydi bu ve ben
seçimsizliğin önünde eğilirken, ölüm hevesliydi sevgi ağırlıktı dönüşüm baştan biçilmişti suskundum. bir kere daha aldım yanılgısız mürekkebi. dudaklarıma değdirdim, omuzlarımda gezdirdim, üzerine eğildim, suskunluğumu bozdum.
insanın sessiz değişimi güneşin batımında kavrulur sessiz ama yankı uyandıran bir değişim insanın amansız değişimi nedenlerini bilerek adım attığında, doğruya varmayı tattığında, bazen de en
Susmanın lüks olduğu dönemler vardır. Bu lüks, kozgalan fırtınasına da hazırlıktır bir nebze. Burada, ikinci cümlede ifade ettiğim şey; dönemlerin başlangıçlarını ve bitişlerini algılama hususunda,
Yaşamım boyunca birçok defa, birçok yere gizli yolculuklar yaptım. Beni tanıyan ve benden bir haber almayı kendisine görev edinmiş bir grup insana okula gittiğimi söylerken,
Yol tek kaynağımdı, devam etmek için bir sebebimin olduğu. Hayat acı bir duvar resmiydi, zamanla soyulan. Tam şimdi soyguna uğratacaktım hayatı, hep cesur olan olacaktım.
Ekim 1955, San Francisco. Daha tanınmayan bir şair olan Allen Ginsberg, Six Gallery’deki kürsüye çıkıp henüz tamamlanmamış yeni çalışması Howl‘dan satırlar okuyor. Neticede tüm edebiyat
Adı Tuna. Şu an yirmili yaşlarının sonuna doğru emin olmayan adımlarla ilerleyen işsiz, güçsüz, serseri ve bir o kadar da iyi yürekli bir insan. Uzun