HAZIRLAN

HAZIRLAN

Düş yakamızdan düşmez bugünlerde,
Tepemizde sarmaş dolaş haramilerin sarmaşıkları,
Gök yüzü canlanmış bir ceset,
toprağı desen, henüz soğumamış.
Çat kapı titriyor göğün yılışıkları,
Poz verin biraz olsun,
kaderimiz foto sentez
Hayret!
Doğmamış bir hayalet şimdi elimizdeki gayret!

Sırtımızda hazdan kalma beyazdan bir bayrak,
Üstelik hudutlar kırışmış
ve haydutlarının feri solmuş…
Yazdan kalma bir ürperti bu kışın kışkışları
Tiz bir sesle “pes” diyoruz biz,
Unutulduk!
Bir annenin memesinden sağılıyor yetimlerin şakşakları,
Bize yine düşe düşe düş düştü rabbin belinden!
Kısmet!
Hangimizin ciğerinde şimdi Uranus’un taşakları?

Kahverengi bir leke kasıklarımızda,
pas gibi,
erkliğinden irkilen erkekliğe bütün bu diklik,
üryanlığımız her yerden işitilir,
henüz ışıklar coğrafyamızda solmamışken
Özgürleşecek bir gün rüyalarımız, kirli donumuza kadar,
Nihayetinde özgürlük yalanmamış bir puldur!
Kim o sonumuzu azdıran!
Soyunacağız bir gün, bütün kusurlarımıza kadar…
Hele şimdi dileklerimize bile rabbinizden şikayet,
Yuh!
Cinayete riayet nihayetinde şuh bir kuldur,
Hazırlan,
Henüz haziran bile dolmamışken!