İyimserlik ve Kötümserlik Üzerine – Leon Trotsky

The following two tabs change content below.

Dum spiro spero! [Yaşam varken, umut da vardır!] … Eğer gök cisimlerinden biri olsaydım, bu sefil toz ve toprak yığınına tam bir tarafsızlıkla bakardım… İyiye de kötüye de aynı şekilde ışık tutardım. Ama ben bir insanım. Sizin için, bilimin tarafsız yiyicisi, sizin için, sonsuzluğun muhasebecisi, zamanın dengesinde sadece önemsiz bir an gibi görünen dünya tarihi, benim için her şeydir! Nefes aldığım sürece gelecek için, güçlü ve güzel insanın, tarihinin sürüklenen akışının efendisi olacağı ve onu güzelliğin, neşenin ve mutluluğun sınırsız ufkuna doğru yönlendireceği o parlak gelecek için savaşacağım! …

On dokuzuncu yüzyıl, iyimserlerin umutlarını birçok yönden tatmin etmiş ve daha da fazla yönden aldatmıştır… Onu, umutlarının çoğunu yirminci yüzyıla aktarmaya zorlamıştır. İyimser ne zaman korkunç bir gerçekle karşılaşsa, şöyle haykırıyordu: Ne yani, yirminci yüzyılın eşiğinde bunlar olabilir mi! Uyumlu geleceğin harika resimlerini çizdiğinde, onları yirminci yüzyıla yerleştirdi.

Ve şimdi o yüzyıl geldi! Başından beri beraberinde ne getirdi?

Fransa’da ırkçı nefretin zehirli köpüğü; Avusturya’da milliyetçi çekişmeler …; Güney Afrika’da bir dev tarafından öldürülen küçük bir halkın ıstırabı; ‘özgür’ adanın kendisinde – jingoist işportacıların muzaffer açgözlülüğüne zafer ilahileri; doğuda dramatik ‘karışıklıklar’; İtalya, Bulgaristan ve Romanya’da açlıktan ölen halk kitlelerinin isyanları … Nefret ve cinayet, kıtlık ve kan …

Sanki yeni yüzyıl, bu devasa yeni gelen, ortaya çıktığı anda iyimserleri mutlak kötümserliğe ve sivil nirvanaya sürüklemek için eğilmiş gibi görünüyor.

Ütopyaya ölüm! İnanca ölüm! Aşka ölüm! Umuda ölüm! Yirminci yüzyıl ateş salvoları ve silah gümbürtüleriyle gürlüyor.

Teslim ol, seni zavallı hayalperest. İşte buradayım, uzun zamandır beklenen yirminci yüzyılınız, ‘geleceğiniz’.

Hayır, diye yanıtlıyor mutsuz iyimser: Sen, sen sadece şimdiki zamansın.

Scroll to Top