uzakta bir ev

The following two tabs change content below.
aestheticfear

aestheticfear

aestheticfear

Latest posts by aestheticfear (see all)

Yağmurun çığlıkları benimle birlikte ve ben, serin bir ahşap evdeyim. Hırslı hırslı akıyor damlalar çünkü hayatın yorgunluğunu ve benliğin ikilemlerini taşıyorlar durmaksızın. Bu gece diğer gecelerin aksine çok daha sıradan şekilde özel hissediyorum. Kendimden uzak kalmanın cezasını çektiğim gibi, yarınımda kendi kendimin içinde var olmanın sefasını çekiyor olacağım. Sıradanlıkları ve aynılıkları tekrar tekrar terk etmeli ve kelime oyunlarına sımsıkı sarılmalı! İşte, karşında, kelimelerin, yanılgıların azizliği, kıvançlı ses!

Yürüyorum.

Ellerim buz gibi.

Sıkışmış değilim, en rahat halimle iniyorum yokuş aşağı.

Bu dünyadaki nesnelerin hepsi çalıntı.

Ayaklarım boşluğa yöneliyorlar her adımda.

Tanımlayamıyorum bu anı, ancak bilebiliyorum, sezgilerimle.

Yokuşu bitirdim ve ulaştım.

Varmam gereken tek yerdeyim şimdi.

Yoldayım.

Yani, ait olduğum yerdeyim -hem de aidiyetimi yitirdiğim yerde!-

Korkusuzca yoldayım hala kaybetmedim sözcüklerimdeki şenliği.

Neden seviyorum bu yolu?

Yokuşun sonundaki bu yol, belli ki yeni bir yol!

Eski yollarımı bitirmiş miydim, tıpkı yokuşun sonundaki metafor gibi(?)

Aah! Çünkü seviyorum sıçramayı!!!

Kıvançlı ses, hakikat için duy beni.

Bu karmaşıklığa sebep olan düpedüz solgun bir düzlem var

Ben, bir düzlemden diğerine sıçrayanım…

Ben, daima yeniden kendini doğuranım…

Ben, şiirlerime daima isim takarım…

Ben, yalnızca geçtiğim yolları hatırlarım…

Zaman bir bitmeyendir

Bitimsiz, bitli, biçimsiz zaman ne karşımda ne arkamda kalır

O daima buradadır

O, tüm sıçramaların hakkını verendir.

Şimdi, ayıklıyorum tüm metaforlarımı ve karışıklıklarımı

Çünkü bir yolu yalnızca diğeri izler

Ve bu sırrı yalnızca kendileri bilirler…

Scroll to Top