Wilhelm Reich Anısına (1897-1957)

The following two tabs change content below.

37 yazında, o sıralar az kalsın yakalıyormuş mutluluğu,
Beyaz geceler, Oslo fyordunda kuğular ya da Sigurd,
Nic ve Amulf’la Theatercafö’deyken, altın rengi konyak
Fısıldaşan müşteriler, Ravel’in Bolcro’sunu çalarken kemancı.


Ta kendisi, işte o ! Tabii haklıydılar, deliydi tabii;
Olduğu yerde tepinen, çırpman; dostlarına lanet
Yağdıran, sakat biriydi; Gün gibi aşikar itiraflar,
(Ey Stalin’in gölgesi), almıştı ağızlarından, (hainlerin)


Ve kağıtları çekmecesine kilitledi. (Evet paranoya
Denilebilir buna). Beni bin yıl sonra anlayacaklar!
Bu ne demekti ? Başkaldırı mı ? Gülenlerin arasında
O da olmak isterdi. Bir sivrisineği avucunda hapsedip,


Kulağına götüren bir çocuk gibi: Atıyordu, canlıydı,
Avucundaki. Çırpmıyordu hani o şey. Ama kimse inanmak
İstemiyordu ona. Öyleyse gelsin kanıtlar. Geiger sayacı,
Kronometre mikroskoplar. Orgazmın Faraday’ı.


Bir guru, bir amatördü; şunu buldu : Herşeye etkiyen
Sevgidir, ölçülebilir, rengi mavidir; yıldızlan,
Kurbağaları, bulutlan harekete geçirir. (Ama
Bir uğultu, hiç çıkmadı kafasından. Ona bir anı,


Bukowina’dan. Yanık patatesler, tozlu yollar,
Harman makinasının gürültüsü. Mecliste anlatılan
Yatak sırlan, intihar edişi sürüdeki karakoyunun.
Ve sonra hep bir kaşıntı; anımsama ekzeması.)


Yeşil üniformayı seviyordu, imparatorluğun apoletlerini,
Mahmuzlan, karanfilleri, diplomaları, onurları,
Beyaz cepkenini seviyordu. Bir gün kır bir atın üzerinde,
Ravel’in klarnetlerinden bir şala sarılmış,
Zaferle Brandenburg kapısından geçmeyi düşlüyordu.


Marksizm sancağı altında da : Solmuş defterler,
Baskıya karşı savaşıyordu canla başla. Pek
Çoğuna yardım etti. İki yaşındaki kızı, Noel
Şarkısını söylerken, bir tokat patlatıp,
Başladı söylemeye Enternasyonali.

Sonrası pek anlaşılmayan şeyler, bilim-kurgu.
Coşkusal vebaya karşı yaşam kabarcığı. Bitkisel,
Dirimsel, acunsal enerji, kısacası: Orgazm orgazmdır,
Yine orgazmdır. Kadınlar aşçı, sekreter, deney hayvanıdır.


Dışı selüloid, içi cam yünü, demir yongaları,
Tavanda hava delikleri. Harika gücü topluyor biriktireç.
İyileştirici ışınlar. Kızlar heyecanla yerlerini almış,
Öğrencileri dikey tabutun içinde. Deney başlıyor.


Nabız hızlı, termometre yükseliyor, işte bir kanıt.
Her yere bir levha asmış; Olmayacak şey yoktur, diye.
Motorlar çalışıyor, yağmur yağıyor sevgi ışınlarıyla.
Her derde deva : Kansere, şizofreniye, hidrojen bombasına.


Ama bodrumda ölmeye başlamış fareler. Öğrenciler
Kızarık gözlerle çıkıyor kutulardan. Gözlerini kırpıştırıp,
Kusuyorlar; nedense her şey kötü gidiyor. Sinirlenince
Artıyor ekzema. Alkol, sigara, içtikçe içiyor.


Öksürük, kalp ağrısı, buluşları elinden alınmış.
Kadınlar aldatmış onu. Kundaklamalardan,
Casuslardan, gök gürlemesinden korkuyor. Alay ediyorlar
Onunla. Kimsenin kulak astığı yok. Peki suç kimin ?


Bilim adamları mafyasının. (Sahte hekim,
Yahudi pornocu) diye karaçalanların suçu;
Bolşeviklerin. Casus dolu her yer. Bu bir fesat.
Evler aranıp, kitaplar yakılıyor: Karartma.


Düşman, uçan bardakaltlarına binmiş, uzaydan
Geliyor. Kayaları karartan dumanıyla. Saldığı veba.
ÇOK GİZLİ ! Zevzeklik. O üstün silahlarıyla
Karşı koymazsa eğer… Bu ilk evren savaşı… O bir kaşif.


Elleri kelepçeli, konuşmayı reddediyor. Avukatı
Şaşkın. O ise bitkin artık. Sonunda susuyor tamamen.
Ey Dr. Mabuse ! Ey halâs manyağı ! Ey zekerin salib-i gülcüsü !
Ey bilim işportacısı ! Ey vantrilok İsa !


Ey insanlığın umarsız yardımcısı ! Ey gizemli teknokrat !
Ey korku filmlerinin ruh çağırıcısı ! Ey yorgun savaşçı !
Savaş uçakları cirit atıyor mapushane üzerinde. Yanlış,
Müthiş yanlış çalıyor klarnetler mezarının başında,
Boşunaymış her şey; her şey boşuna !

(kaynak: H.M. Enzengsberger, “Masoleum, İlerlemenin tarihinden 37 Balad”)

Scroll to Top