Geliş Desenleri

The following two tabs change content below.
ayrıntıya müptezel

ayrıntıya müptezel

Biraz kitap yazmış, biraz şiir, biraz roman.
ayrıntıya müptezel

Latest posts by ayrıntıya müptezel (see all)

eşsiz bir kararla doluyor gözlerim
uzaktan öğle sonrası yakılan sigara kokusu geliyor
yerini bulmuş bir sancı hala kurcalıyorken kalbimi
kollarımı rüya görmediğine inandıramıyorum

.

ve manzaranın tam ortasında
toprağa düşen yavru bir serçe cesedi gibi
işte, zamanı geldi bütün umutsuzluğumun
sayısız muhataplarıyla yağmurun altında
kaburgamdan sakındığım o meraklı utançla
dilediğim yerde saklamanın kadrajını parçalıyor yaşama isteğim
ve kalabalığa karışıyor tüm bildiklerim

.

sözü değiştirmek istiyorum şarkıyı kapatarak
çıkmıştın der gibi bakıyorum camın önündeki yola
sabah mı akşam mı bunu hiçbir şiirle anlatamam
sonraki kişiler senden önce miydi yoksa sonra mı tutturamıyorum
bölünmüş bir boşluk bıçağın ucunda sanki her fotoğraf kadar diktatör
ne içerisi merhametli ne de dışarısı yaşamamı istiyor
kendimi anlatamadığım bir çağda yaşıyorum

.

derhal görünmez oluyorum aynalarda
saçların geceye mistik binlerce feci
efkar gibi dağılıyorlar uyuşmuş omuzlarıma sanki kumlar
ve buradan bir masal geçti diyorlar suratıma bakmadan
tam seni tarif edeceğim
tam senden yana geçeceğim
bu ne kudret
bu ne şaşa
ve ağlıyorum apar topar
oysa yalnızca dilim dönmüyor artık benim
böyle bir masaldan seninle kurtulmaya

.

yatağımdan akıyor koridorlar
ayaklarım dökülüyor merdiven boşluklarında
sesleri yüksek çıkıyor diye her tesellinin
gözümü yummayı öğreniyorum insanlara bakarak
heves ve telaşla örtüyorum üstümü
balkonlar yıkılıyor kamburumdan
bilemeyiz, bir ağacın bir dağa yaslanmasını
ama gölgesine inanmış kuşların hepsini tanırız
zira bir zamanlar birileri bizimle başkaldırmıştı
sonra herkes birbirini toprağa emanet etti
çünkü biz toprağa en az bir Tanrı kadar inandık

.

alnımdaki ter sanki yangın kaçkını
çatılardan atlıyor çocuklar bunun neresi sır
dört mevsim safsataları ve en az aralarından birinin tanrısı vardır
avaz avaz filozoflar kesmek istiyorum içimden gönlümü alma
bunun neresi kavga
artık bunun neresi alışkanlık

.

putlar yürüyor kentler dolusu
döndüğünde ve doyduğunda öyle bir kış anlatacağım ki
böylece sana
yeni bir dünya
yeni bir kıyamet
ve yeni bir mahşer bırakmış olacağım

.

mahzun bakıyorsun tutsaklığıma
bakma!
ben senin bana bakmayan halinden binlerce melek yarattım

.

Aykut Akgül

Scroll to Top