
arzulanan iftiralar
Bir at diz çöküyor önümde, kan akıyor oyuncak bebekten, dolunayı kuşatıyor yabani arılar ve binlerce yılanı kundaklıyorum gözlerimin içinde, çekingen bir zehirdir yağmur, ruhunu kaldırıp
Bir at diz çöküyor önümde, kan akıyor oyuncak bebekten, dolunayı kuşatıyor yabani arılar ve binlerce yılanı kundaklıyorum gözlerimin içinde, çekingen bir zehirdir yağmur, ruhunu kaldırıp
Onu ilk otobüsün tekinde muavinlik yapıyorken ve yolcunun birine vereceğim bavulunun kenarından düşerken gördüm, onun bagajın gölge vuran tarafındaki süzülüşüne öyle ince bakmıştım ki, tüy
Belirsiz takvimlerden ve öğle saatleri orgazmlarından dert yandık, gürültülü şeyleri ve içinde piyano geçen bütün şarkıları susturduk, az önce bir şehirden bıktık, şimdi ise adını
Manevra alanları ve oryantal mermiler aşkına saldır, seni saklayacak ritimler bu eflatun sessizliğe eklendi, eflatun ve anlatılmaz tuhaflaşmalar, aynadaki donukluğun içindeki biriken hayvanların işareti, diş
Meşhur yollar akıyor ahkâmlı arazilerimden süslü bir repertuarla karşılıyorum kelebeklerin hepsini ve beni gaddar yapan adınla sanıyorum gölgemi iç organ, dar zamanlara çok cesetler sığdırılan
gövdemin ayakkabılarıyla daldığı yanardağartık görmeden inanmak değildokundukça kaybetmek modaomzumda dün geceden kalma bir caz ağrısısakladığım benlik kimdi ve kiminçünkü aynalar bırakmak ardımdakime benzemenin aklanmış hali
biz seninle bir savaştan bahsediyoruz dünyaya birbirimize aşık olarakaklımızın almadığı silahlar parlıyor göğsümüzeruhumuz ha patladı ha patlayacak bir kompartımanistasyonlar yağmalıyoruz biz seninle korkumuzdanama korkusuzcaağzımdaki kanı
Endişeli ve geometrik avuçların galası var morgda aydınlatmayan ışık korkunun soyağacıdır ve krizleri palavra duaların menfaati şu ham kımıltılarla sızlanmanın müzikal trajedisi sayılan ve yaşamak
yine gözlerim dönüyor kendi halinde yahut sökülüyor aklımdaki firavun musasız sloganlar ve marşlar dikiyorum evimin bahçesine kimseye karışmayacağız biz kimsenin olacak kadar aç kalmayacağız mesela
Şeytanın entrikasıdır kıvılcım tanrı bütün dualardan eskidir ve bir zincir ne kadar masum olursa olsun hala bir zincirdir. Unutma, nefret hayal kırıklığının yere sağlam basan
yankılı uykular ve solgun adamlar senfonisibütün kusuru saydamlığından şarkılarıniyi huylu kokan bir fesleğen saksısına methiyeler düzüyorumzaman, toprağın bol olsun . alkole bandırılmış ve bastırılmış manzalararşimdi
eşsiz bir kararla doluyor gözlerimuzaktan öğle sonrası yakılan sigara kokusu geliyoryerini bulmuş bir sancı hala kurcalıyorken kalbimikollarımı rüya görmediğine inandıramıyorum . ve manzaranın tam ortasındatoprağa