Blog

Vanitas! Vanitatum Vanitas!

Ben meselemi hiçe bıraktım.Oh! Oh!Artık bu dünyada tamamiyle rahatım.Oh! Oh!Kim isterse birlik olmak benimle,Katılsın şarkıma, tokuştursun kadehimle,Varalım şarap fıçısının dibine! Vaktiyle meselemi mala ve mülke bağladım.Oh! Oh!Bu yolda keyfimi, hevesimi yitirdim.Eyvah!Param saçıldı bir oraya bir buraya,Birazını topladımsa da birarayaSonunda kaçırdım hepsini dipsiz bir kuyuya. Meselemi kadınlara devrettim de bu sefer.Oh! Oh!Bundan başıma neler geldi neler!Eyvah!Hain […]

Vanitas! Vanitatum Vanitas! Read More »

Hiç Yaşadığınız Bir An’da Gerçek Bir Varoluşu Hissettiniz mi?

Yağmur ÖZEN, Kendimden 27.11.2020 Yol, yolsuzluktu.. İlerledikçe var oldu.. Son ise yok! Sadece şu an.. Zamanı bırak ve Dans Et. Ait olmadığımız bedenlere hapsolmuş kayıp ruhlardık.. Önce anlamak için uğraştık sonra anlamsızlaştık.. Çokça hissedip, hissizleşmek gibiydi aidiyet.. Herkesleşince hissizleşirmişsin O zaman Hisset ve Dans Et. Ruhumu bırakıyorum gökyüzüne.. Düşlüyoruz koşulsuzluğu.. Orada değilim. Hiç var olmadım..

Hiç Yaşadığınız Bir An’da Gerçek Bir Varoluşu Hissettiniz mi? Read More »

Wilhelm Reich Anısına (1897-1957)

37 yazında, o sıralar az kalsın yakalıyormuş mutluluğu,Beyaz geceler, Oslo fyordunda kuğular ya da Sigurd,Nic ve Amulf’la Theatercafö’deyken, altın rengi konyakFısıldaşan müşteriler, Ravel’in Bolcro’sunu çalarken kemancı. Ta kendisi, işte o ! Tabii haklıydılar, deliydi tabii;Olduğu yerde tepinen, çırpman; dostlarına lanetYağdıran, sakat biriydi; Gün gibi aşikar itiraflar,(Ey Stalin’in gölgesi), almıştı ağızlarından, (hainlerin) Ve kağıtları çekmecesine kilitledi.

Wilhelm Reich Anısına (1897-1957) Read More »

Osho’nun Sevdiği Kitaplar

(Derlenip toparlanmıştır) Nietzsche – Böyle Buyurdu Zerdüşt Nietzsche – Güç İstenci Dostoyevski – Karamazov Kardeşler Jean-Paul Sartre – Varlık ve Hiçlik Heidegger – Varlık ve Zaman Ludwig Wittgenstein – Tractatus Logico-Philosophicus Mikhail Naimy – Mirdad’ın Kitabı Colin Wilson – Yabancı Lewis Carroll – Alice Harikalar Diyarında Lewis Carroll – Aynanın İçinden Samuel Beckett – Godot’yu

Osho’nun Sevdiği Kitaplar Read More »

Barda Bir Gece

Bir barda çalışıyorum. Gece hayatını seven insanları sarhoş etmek görevim. Kokteyllerimden zevk alınmasını ve kişinin ikinciyi hatta üçüncüsünü istemesini sağlamak asli amacım. Bir barın barında çalışıyorum yani. Öyle müşterilerle falan muhatap değilim. Aksine kendi küçük bölgemde uzaktan izliyorum onları. Her gece içişlerine, gülüşlerine, ağlayışlarına, kusmalarına şahit oluyorum onların uzaktan. Yanlarına yaklaşmadan -yanıma yaklaşmalarına müsaade etmeden-

Barda Bir Gece Read More »

HAIKU YOU

Şehir, şehir ışıkları gözlerimizi alıyorGün, gün ışıkları aklımızı çeliyorŞimdi, şimdi kertenkele deliğinden çıkıyorHaiku, haikuZamanıdırSonunda içinden gelen Artık söyleyecek bir şeyi kalmayanlar için 1 hafta boyunca her gün sonunda, ağızdan çıkmış haikular yazıldı.Deneysellik neredeyse orada varolanlar için haikular yazıldı.Çıldıranlar, yalnızlaşanlar, yıldızlaşanlar için haikular yazıldı.Rock’n Roll, Zen ve Neo-Beat kuşağı için haikular yazıldı.Jack Kerouac’a ithafen… 2 gün

HAIKU YOU Read More »

lidar’lı

Mide dolusu sessizlik, Çünkü ben bu şiiri kusarak yazdım Ağırlığın çöküntüsü Gelmeyen uyku,  gitmeyen civan Ben bu şiiri sana yazdım Girmeyeyim diye rüyalarına Öykünmelerim seğiriyor yokluğunda Ödümü koparıyorsun Yüreğim ağzımda, Çift dikişli kotumla Korunmasız Savunmasızım Ellerim kenetli biçemlere Sonsuzluğu var etmeme on kala Derin bir uykuya Çok susadım Yorgun ve biçemliydim, Canlı ve pürüzlüyüm Ölümlü

lidar’lı Read More »

kesintili

 Özlemle açtım gözlerimi. Uykuyla uyanıklığın arasında tanımsızdım. Özlediğim bir hissi kucaklamak içindi yalnızca, uyanmak. İnsanın içinde bulunan serzenişlerden biriydi. Çekip gitme isteğiydi bu ve ben dayanamazdım. Düşünüp taşınmak anlamsızdı, çünkü anlam oradaydı ve beni bekliyordu. Anlam öyle bir yerde bekliyordu ki… -biçimsiz -kararsız -uçarı veya kaçarı Tekrarlayan bir anlık hareketlerin toplamı. Bu bilgelikti. Sonsuzluğu hissetmenin

kesintili Read More »

Abbey Road’dan Aşağı

Kıvılcımlar saçan yüksek gerilimli gitar tellerinin içinden yükselen sesi duyuyorsak Elektriğin bir iletişim tekniği olduğunu anlamışsak Nereye gittiğimizin bir önemi yoksa Yokuş aşağı bir salınımdır beden Sahiden – gerçeğin fantezisini gören Gerçeği üreten makinelerden Sıyrılmanın yoludur Çıldırmış ritim bozukluğu Akıldan çıkmış mantra -akla geri yolla çılgınlığımı Derin bir algının ürünüymüş gibi gelen Sikik söylemlerden Budalaca

Abbey Road’dan Aşağı Read More »

Mavi Şiir

Mavidir hüzün Hiçken hiç kere Hıçkırıklar içinde Sokuldum arka pencereden İçindeki yere Sarıldım sandım Sakin bir düzlükte Koşarak ve yakalamayarak Sakindir hüzün Adından çıksın Bir başkası Hayatın korkan Personası Dahice terkedilmiş Issız nirvanası Yalın ayak ve koşarak Sonsuzdur hüzün Uluyorum sana Gökyüzünü Kırmızı toprakta Süzülüşünü Fasulye sırıkları arasında Gülüşünü Koşarak ve korkmayarak İsyandır hüzün Nerede

Mavi Şiir Read More »

Zamanda Kaybolmak

Hissettiğimiz kadar varız.Uyuşmuş bedenlerimize, uyuşmuş ruhlarımızı ekledikçe; Hissetmekten uzaklaştık ve kendimizi bir boşlukta kaybettik. Mesela, ne zaman varım diyebildik ?Ne zaman var olabildik.~ Dünya, mutlak bir döngü içerisinde iken; Akıştan kurtulup, yaşamı hissetmeyi ne zaman düşündük?~ Huzur, an’da; ama an’ı hangi zamanda kaybettik?~ Böyle olmalı,Böyle yapılmalı,Böyle çalışıp böyle yaşamalı derkenNe zaman; sen, sen oldun?~ Bir

Zamanda Kaybolmak Read More »

Scroll to Top